BAŞKENTİN ŞİRİN KÖYÜ KAVAKKÖY
  MESAJLAR
 
HOŞ GELDİNİZ

İsmin:
E-mail adresin:
Mesajınız:

<- Geri  1 ...  13  14  15 16  17  18  19 ... 39Devam -> 
İsim:TÜMTÜRKLER TARIM ÜRÜNLERİ NAK.SAN.TİC.LTD.ŞTİ
E-mail:TÜMTÜRK KARDEÞLER
Zaman:30.11.2009, 15:57 (UTC)
Mesaj:Tümtürkler ltd şti olarak tüm kavak köylülerinin ve tüm islam aleminin kurban bayramını kutlarız

İsim:emir yaşar
Zaman:29.11.2009, 16:24 (UTC)
Mesaj:tüm hemşerilerimin kurban bayraamı kutlu olsun.

İsim:yasin kurt
Zaman:29.11.2009, 15:27 (UTC)
Mesaj:butun islam aleminin kurban bayramini kutlar nice mutlu saglikli bayamlar dilegimle

İsim:ilyas kurt
Zaman:29.11.2009, 11:45 (UTC)
Mesaj:butun islam alemin bayrami mubarek olsun

İsim:Resit Akyüz
Zaman:29.11.2009, 11:20 (UTC)
Mesaj:Bütün islam aleminin ve kavak köylülerin mübarek kurban bayramini kutlarim........

İsim:recai yucel
E-mail:r.eco.1976hotmail.de
Zaman:29.11.2009, 08:38 (UTC)
Mesaj:sayin kavak koylulerin ve tum akrabalarimin mubarek kurban bayramlari mübarek olsun saygi ve sevgilerimle recai

İsim:editör
Zaman:28.11.2009, 17:29 (UTC)
Mesaj:değerli hemşerilerim bayram mesajlarına baktım, üç beş tane mesaj var. oysa Kavak Köylüler enaz beşbin kişi bu konularda biraz daha hassas olalım. iki satırlık bayramlaşma mesajını da yazalım. tşk. kendine iyi bakın Allah cümlemizin yardımcısı olsun. bülent

İsim:Caner ( CENGO ) Kurt
Zaman:27.11.2009, 10:49 (UTC)
Mesaj:butun islam aleminin ve kavak koyun kurban bayrami mubarek olsun. nice bayramlara mutklulukla sevgile

İsim:bekir aysu
Zaman:27.11.2009, 08:09 (UTC)
Mesaj:tüm islam aleminin ve kavakköylü hemşerilerimin kurban bayramını kutlarım

İsim:Enes Cetin
E-mail:12ENESLIVE.DE
Zaman:26.11.2009, 19:17 (UTC)
Mesaj:tüm müslümanlarin kurban bayrami mübarek olsun tüm sevdiklere selamlar :) :D ;)

İsim:BÜLENT YAŞAR
Zaman:26.11.2009, 18:29 (UTC)
Mesaj:Tüm islam aleminin ve hemşerilerimin kurban bayramını kutlar. Allahtan nice bayramlara erişmelerini dilerim.

İsim:yildirim kilinc
E-mail:ankara
Zaman:26.11.2009, 16:49 (UTC)
Mesaj:tum musluman aleminin ve kavak koylulerimin kurban bayrami simdiden mubarek olsun hayirlara vesile olsun

İsim:Nihat Kurt
E-mail:n_kurweb.de
Zaman:26.11.2009, 10:33 (UTC)
Mesaj:köylülerimin kurban bayramini kutluyorum saglik sihhatli Allah nice bayramlar nasip etmesini temenni ediyorum

İsim:YILMAZ YÜCEL
E-mail:yucel-2010hotmail.com
Zaman:25.11.2009, 20:21 (UTC)
Mesaj:Tüm köylülerimin bayramı kutlu yüzü mutlu olsun. ;-)

İsim:Rıdvan DoĞAN
E-mail:sevmekzormu_06windowslive.com
Zaman:25.11.2009, 19:16 (UTC)
Mesaj:Bir avuç dua, bir kucak sevgi, sıcak bir mesaj kapatır mesafeleri, birleştirir gönülleri, bir sıcak gülümseme, bir ufak hediye daha da yaklaştırır bizi birbirimize. Kalbiniz nur, eviniz huzur dolsun. Kurban Bayramınız bereketli olsun

İsim:DJ MUH@MMED
E-mail:muhammedyucellive.de
Zaman:25.11.2009, 15:33 (UTC)
Mesaj:tüm KAVAK köyüne slm :) ;)

İsim:ramzan
Zaman:24.11.2009, 19:17 (UTC)
Mesaj:tum musluman aleminin ve kavak koylulerimin kurban bayrami simdiden mubarek olsun hayirlara vesile olsun.bu gunde garibanlari ve yoksulari unutmayin cevrenizdeki yoksulara yardim edin.

İsim:emir yaşar
Zaman:22.11.2009, 20:17 (UTC)
Mesaj:dünyadaki tüm Kavak'lılara selamlar.
Yorum:KURBAN İLE İLGİLİ BAZI BİLGİLERİ SİZİNLE PAYLAŞALIM:
Kurban kesmek kimlere vacibdir

Sual: Kimler kurban keser yani kurban kesmek kimlere vacibdir?
CEVAP
Maddeler halinde bildirelim:
1- Kurban, davar [koyun, keçi], sığır [manda, inek, dana, öküz, boğa] veya deveyi, Kurban bayramının ilk üç gününde, kurban niyeti ile kesmek demektir. Kurban, vacib vazifesini yerine getirerek sevaba kavuşmak için kesilir. Mukim olan, akıllı, büluğa ermiş, hür ve Müslüman erkeğin ve kadının, ihtiyaç eşyasından fazla nisap miktarı malı veya parası varsa, Kurban bayramı için niyet ederek, belli günlerde, belli bir hayvanı kurban kesmeleri vacib olur.

Dinen karı kocadan hangisi zengin ise kurbanı o keser, ikisi zengin ise ikisi de keser, ikisi de fakir ise ikisi de kesmez. Fakir kurban kesmek zorunda değildir ama keserse çok sevap olur.

Kurban, dünyada vacib vazifesini yerine getirmiş olmak ve ahiretteki sevabına nail olmak için kesilir. Babanın, çocuğu için, çocuğun malından da kurban kesmesi gerekmez. Deli ile bunak, çocuk hükmündedir. Büyük çocuk ve hanımdan izinsiz, onlar adına kurban kesilmez.

2- Mukim, akıl-baliğ müslümanın, ihtiyacından fazla nisap miktarı malı veya parası varsa, kurban kesmesi vacib olur. Kurban kesmenin vacib olmasında, bayramın üçüncü gününe itibar olunur. Bayramın birinci ve ikinci günü, zengin-fakir, mukim-misafir, akıllı-deli, baygın-ayık olmaya bakılmaz. Bayramın üçüncü günü nisaba malikse, diğer şartlar da varsa kurban kesmek vacib olur.

Demek ki, bayramın ikinci günü de baliğ olmayıp, üçüncü günü büluğa erene, bayramın ilk günü fakirken üçüncü günü zengin olana, bayramın ilk günü seferiyken, üçüncü günü mukim olana, diğer şartlar da varsa, kurban kesmek vacib olur.

3- Bayramın ilk günü komada iken, üçüncü günü ayılanın, diğer şartlar da varsa, kurban kesmesi vacib olur. Bayramın ikinci günü bayılıp, üçüncü günü güneş battıktan sonra ayılan zenginin kurban kesmesi vacib olmaz.

4- Fakir bir kimse, bayramın birinci veya ikinci günü, bir kurban kesse, bayramın üçüncü günü zengin olsa, bir kurban daha kesmesi lazımdır. Çünkü üstüne vacib olmadan kesmiştir. Ancak, Bezzaziyye gibi muteber eserlerde, sonradan gelen âlimler, “Fakir, bayramın birinci günü kurban kesse, üçüncü günü zengin olsa, tekrar kurban kesmesi gerekmez” demişlerdir.

5- Üçüncü günü zengin olacağını bilenin, ilk günü kurban kesmesinde mahzur yoktur.

6- Bir zengin, bayramın birinci ve ikinci günü kurban kesmeden ölse, kurban borcu ile ölmüş olmaz.

7- Kurban bayramının üçüncü günü fakir olacağını veya sefere çıkacağını bilen kimseye, birinci günü kurban kesmek vacib olmaz. Keserse vacib olarak eda etmiş olur.

8- Mukim iken, bayramın birinci ve ikinci günü sefere çıkanın, kurban kesmesi vacib olmaz. Daha önce kesmişse, vacib sevabı alır. Kesmemişse, sefere çıktığı için borç üzerinden düşer.

9- Mukim bir zengin, seferdeki bir vekile kurban kestirse, vacib sevabı alır.

10- Esir iken, üçüncü günü hür olanın, diğer şartlar da varsa, kurban kesmesi vacib olur. Hür iken, bayramın üçüncü günü esir olup, güneş batana kadar esir kalanın kurban kesmesi vacib olmaz.

11- Tarlasından aldığı mahsul veya tarlanın, evin, dükkanın [atölyenin, kamyonun] bir senelik kirası, ne kadar çok olursa olsun, bir yıllık ev ihtiyacını veya aylık geliri ve aldığı maaş ve ücret, aylık ihtiyacını ve kul borcunu karşılamayan kimse, imam-ı Muhammed’e göre fakirdir. Fetva da böyledir. Şeyhayn’e göre zengin sayılır. Mülkü olan tarlanın ve bu demirbaş malların değeri, ihtiyacını karşılar ve nisabı da bulursa, bunun kirayı her alışta, bir miktar ayırıp, biriktirerek fıtra vermesi ve kurban keserek büyük sevaba kavuşması gerekir. Böyle bir kimse, fıtra vermez ve kurban kesmezse, imam-ı Muhammed’e göre, günahtan kurtulur. Tarlasından hiç mahsul almayan, kiraya da veremeyen kimse ve ihtiyacından fazla malı olup da, parası bulunmayan kimse, imam-ı Muhammed’e uyarak, fıtra vermez ve kurban kesmez. Verir ve keserse, ikinci ictihada göre, fıtra ve kurban sevabına kavuşur.

Aldığı kira ile güç geçinen kişi, nisaba malik ise, para biriktirip, fıtra vermeli ve kurban kesmelidir. Etin hepsini kavurma yapıp, birkaç ay et parasından biriktirip gelecek yılın fıtra ve kurban parası olarak saklamalıdır. Böylece, fıtra ve kurban sevabından mahrum kalmamalıdır. Aile efradı çok olup güç geçinenin, kurbanın etini evinde bırakması müstehaptır.

Sual: Akıl baliğ olma yaşı kaçtır? 13 yaşındaki oğluma kurban düşer mi?
CEVAP
Kızlar 9 yaşında, erkekler 12 yaşında büluğa erebilirler. Bazıları gecikebilir. 15 yaşını geçtiği halde ergenliğe ermezse artık o ergen kabul edilir.

Büluğa ermişse ve 96 gram altın veya o kadar parası varsa kurban kesmesi gerekir. Büluğa ermemişse zengin de olsa kurban kesmez.

Sual: Annem zengin ama şuursuzdur. Kurban kesmesi gerekir mi?
CEVAP
Şuuru yerinde iken kes derse, kesersiniz. Bilmiyorsa kesilmez.

Sual: Zekat nisabına ulaşmış altınları olan çocukların kurbanlarını babaları mı keser?
CEVAP
Büluğa ermemiş olan çocuğa, zengin de olsa, kurban kesmek vacib olmaz. Babasının da, zengin çocuğu için kesmesi gerekmez.

Sual: Tam İlmihal’de (Kurban bayramının üçüncü günü fakir olacağını veya sefere çıkacağını bilen kimseye, birinci günü kurban kesmek vacib olmaz. Üçüncü günü zengin olacağını bilenin, kurban kesmesi, Zilhiccenin onuncu günü, yani bayramın birinci günü fecr vaktinde vacib olur) deniyor. Hemen devamla yine (Bayramın birinci günü zengin veya fakir ve mukim veya misafir olmaya bakılmaz) deniyor. İlk ifadedeki (..fecr vaktinde vacib olur) ne demek?
CEVAP
(Keserse vacib sevabı alır) demektir.

Sual: Zengin ailenin fakir oğlunun da kurban kesmesi gerekir mi?
CEVAP
Hayır, zengin olan keser. Ana babanın zenginliği, oğlunun kurban kesmesini gerektirmez.

Çocuk için kurban kesmek
Sual: Almanya’da 154 Euro kindergeld (çocuk parası) veriliyor. Burada bazı derneklerin dağıttıkları broşürlerde, çocuklar için kurban kesmek vacib deniyor. Çocuk için kurban parası topluyorlar. Çocuğun kurban kesmesinin vacib olduğu Dürer’de yazıyor diyorlar. Dedikleri doğru mu?
CEVAP
Hayır, yanlıştır. Büluğa ermemiş çocuk için, zengin de olsa kurban kesmek gerekmez. Şeyhayn’e göre, babasının, zengin çocuğu için de, çocuğun malından kesmesi gerekirse de, fetva İmam-ı Muhammed’in kavlidir. Fetva verilen bu kavle göre, babanın, zengin çocuğu için, kendi malından da, çocuğun malından da kurban kesmesi gerekmez. (Dürer)

Fakirin kurbanı ölse
Sual: Fakirin aldığı kurban, Arefe günü ölse, bunun yerine başka bir kurban kesmesi gerekir mi?
CEVAP
Fakir olduğu için, gerekmez.

Şuuru yerindeyse
Sual: Dinen zengin olan bir alzheimer hastasının bayramda kurban kesmesi gerekir mi?
CEVAP
Fıkıh kitaplarında, (Bayramın üçüncü gününü baygın halde geçiren zengine kurban kesmek vacib olmaz) deniyor. Üçüncü günü ayık olmak önemlidir. Birinci günü ayık olsa ve kurban kesse, üçüncü günü baygın geçirse de, kestiği kurban vacib olur.

Bunayanın da, üçüncü günü şuuru yerindeyse, (Bugün kurban bayramıdır, bana kurban kesin) diyorsa, kurban kesmek gerekir. Bayramın, kurbanın ne olduğunu anlamıyorsa, kurban kesmesi gerekmez. Kurban kesmek, zengin olan akıllı Müslümana vacibdir.

Kurban kesmede üçüncü gün
Sual: Bir fakir, kurban bayramının üçüncü günü zengin olsa veya bir zengin üçüncü günü fakirleşse yahut ölse kurban kesmek vacib olur mu?
CEVAP
Fakirlik, zenginlik ve ölüm için, vaktin sonuna itibar edilir; bayramın başında zenginken üçüncü günü fakirleşse veya ölse, o kimsenin üzerine kurban vacib olmaz. Üçüncü günü zengin olana da, kurban kesmek vacib olur.

İsim:r.eco.1976@hotmail.de
E-mail:recai yücel
Zaman:22.11.2009, 10:46 (UTC)
Mesaj:bede slm olsun benim sirin köyume slm olsun beni tum taniyan arkadaslarima kavak köyumum güzellik lerini özledim insallah yakinda görmek nasip olur ;)

İsim:DENİZ ÖZTÜRK YURTBEYLİ BLDESİ
Zaman:21.11.2009, 23:03 (UTC)
Mesaj:SEVGİLİ CAGLAYAN UZUNA SELAMLAR

İsim:BÜLENT YAŞAR
Zaman:21.11.2009, 20:20 (UTC)
Mesaj:selam millet nasılsınız
Yorum:KURBAN VE KURBAN BAYRAMI



--------------------------------------------------------------------------------

Kurban, kurban bayramı günlerinde ibadet niyetiyle belli hayvanlardan birini keserek yapılan bir ibadettir. Kurban, Allah Tealâ'nın ihsan buyurduğu varlığa bir teşekkürdür.


Kurban ibadeti İslâmiyetten önce de vardı

Cenab-ı Hakk'ın dostu olma şerefiyle şereflenmiş bir peygamber olan İbrahim (a.s.) bir adakta bulunmuş, bir oğlu olduğu takdirde onu Allah'a kurban edeceğini adamıştı. Aradan geçen zaman içerisinde oğulları olmuş ama o, adağını nasılsa unutmuştu. Rüyada oğlunu kurban ediyor görmüş ve irkilmişti. Hz. İbrahim bu rüyayı üç ayrı gece görmüştür. Peygamberlerin rüyası vahiy olduğu gibi onlar tarafından yapılan tabirleri de vahiydir. İbrahim a.s. da rüyasını, oğlunu kurban etmesi gerektiği şeklinde tabir etmiş ve böylece bu tabir de vahiy olmuştur. Artık Hz. İbrahim'in bu vahyi yerine getirmesi gerekiyordu.

Elbette bu çok zordu ama Allah'tan aldığı vahye uymaması daha zordu. İbrahim a.s büyük bir imtihan karşısında olduğunu anladı. Hiç tereddüt etmeden Allah'a teslim oldu ve durumu oğlu İsmail aleyhi's-selâm'a açmaya karar verdi.

Şimdi konu ile ilgili olarak Kur'an-ı Kerim'in açıklamalarını dinleyelim: Allah Teala buyuruyor:


"İbrahim 'Ey Rabbim, bana iyilerden (bir oğul) ihsan et' dedi. Biz de kendisine yumuşak huylu bir oğul müjdeledik. Oğlu yanında koşacak çağa gelince, 'Ey oğlum, ben seni rüyamda boğazladığımı gôrüyorum, bir düşün, ne dersin ?' dedi. (İsmail) Babacığım, sana ne emrolunuyorsa yap. İnşaallah beni sabredenlerden bulacaksın.' dedi. Her ikisi de Allah'a teslim oldular (Allah'ın emrine boyun eğdiler). İbrahim, oğlunu şakağı üzerine yatırdı. Biz de ona şöyle seslendik: 'Ey İbrahim, rüyana gerçekten sadakat gösterdin, şüphesiz ki bu apaçık bir imtihandı.' Dedik ve ona (İsmail'e karşılık ) büyük bir kurbanlık fidye verdik. Kendisine sonradan gelenler için de iyi bir nam bıraktık. Selam olsun İbrahim'e. İşte biz iyilik yapanları böyle ödüllendiririz. Çünkü 0, bizim mümin kullarımızdandır." (1)

Görülüyor ki, Kur'an da Hz. İbrahim'in gördüğü rüyanın vahiy olduğunu teyit etmiştir. Çünkü Cenâb-ı Hak kendisine seslenirken: "Ey İbrahim, gördüğün rüyaya gerçekten sadakat gösterdin." buyurmuştur.
İbrahim a.s, Allah'ın emrine boyun eğerek oğlunu kurban etmek üzere şakağı üzerine yatırınca Cenab-ı Hak, İsmail'in yerine bir koyun kurban etmesini emretmiştir. Bu, Allah'ın insanlığa büyük bir lütfudur. Allah, insanları Hz. İbrahim'in aracılığı ile insanı kurban etmekten korumuş olmasaydı muhtemelen insanlar, insan kurban etme, gibi korkunç bir geleneğe sahip olabilirdi ve insanları bu korkunç gelenekten kimse de kurtaramazdı.


İbrahim a.s oğlu yerine Cenâb-ı Hakk'ın kendisine gönderdiği koçu kurban etmiştir. Böylece kurban Hz. İbrahim'den sünnet olarak bize intikal etmiştir.

Kurban, insanın Allah'a yaklaşmasına ve O'nun rızasını kazanmasına vesile olan bir ibadettir. "Kurban"kelimesinde bu mana vardır. İnsan kurban kesmekle İbrahim (a.s.) gibi Allah'a ve O'nun emirlerine bağlılığını, gerekirse O'nun rızasını kazanmak için her fedakârlığa katlanacağını göstermiş olur.

Allah'ın hoşnutluğunu kazanmak için yapılan her şeyde esas olan iyi niyettir. Kurbanda da böyledir, iyi niyet ve ihlas esastır. Bakınız, bu konuda Kur'an-ı Kerim'de şöyle buyuruluyor:
"Onların (kurbanların ) ne etleri ne de kanları Allah'a ulaşır. Fakat O'na sadece sizin takvanız ulaşır.'' (2) Esasen Allah Teâla ancak takva sahiplerinin yapmış oldukları ibadetleri kabul eder. Maide suresindeki şu ayet-i kerimeler bu konuyu bir örnek vererek açıklıyor. Allah Tealâ buyuruyor.


"(Ey Muhammed) Onlara Adem'in iki oğlu ile ilgili haberi hakkıyle oku. Hani her ikisi birer kurban sunmuşlardı, birinden kabul edilmiş, diğerinden kabul edilmemişti (Kurbanı kabul edilmeyen ötekine).
-Seni öldüreceğim, demişti. Diğeri ise :
- Allah, yalnız kendisinden korkanlardan kabul eder, dedi ve devam etti : "Allah'a yemin ederim ki sen beni öldürmek için bana el uzatsan da ben seni öldürmek için sana el uzatacak değilim. Ben, alemlerin Rabbi olan Allah'tan korkarım.'' dedi. (3)


Görülüyor ki, kurban kesenlerden biri iyi niyeti ve Allah'tan korkması sebebiyle sunduğu kurban kabul görmüş, diğeri ise kötü niyeti sebebiyle kurbanı kabul edilmemiştir.

Sevgili Peygamberimiz de bu konuda şöyle buyurmuştur :
"Amellerin kıymeti ancak niyetlere göredir. Herkesin niyet ettiği ne ise eline geçecek olan ancak odur.''(4)

Kurban, İslâm'daki sosyal yardımlaşma ve dayanışmanın bir başka örneğidir. Her gün dünyada sayısız hayvan kesilir ve bundan çoğunlukla varlıklı kimseler yararlanır. Halbuki kurban bayramında kesilen kurbanlardan daha çok yoksullar ve hayır kurumları istifade eder.

Kurban Bir İbadet midir Yoksa Gelenek midir?

Kurban bir gelenek değil, kitap ve sünnetle meşrûiyeti sabit olan bir ibadettir. Kurban da zekat gibi Hicretin ikinci yılında meşru kılınmıştır. Kur'an-ı Kerim'de şöyle buyuruluyor:
"Kurbanlık deve ve sığırlar, Allah'ın size olan nişanelerinden kıldık. Sizin için onlarda hayır vardır. O halde onları ön ayaklarından biri bağlı olduğu halde keserken üzerlerine Allah'ın adını anın. Yanları yere yaslandığı vakit onların etlerinden yiyin, kanaat edip istemeyene de, isteyene de yedirin. Böylece onları sizin emrinize verdik ki, şükredesiniz."(5)

Peygamberimiz de bir hadis-i şeriflerinde şöyle buyurmuşlardır:
"Ademoğlu kurban bayramı günü, Allah katında kurban kesmekten daha sevimli bir iş yapmamıştır. Şüphesiz ki o kesilen kurban kıyamet günü boynuzları ve kılları ile gelir. Hiç şüphe yok ki, kurbanın kanı yere düşmeden önce Allah katında kabul görür. Öyle ise gönüllerinizi kurban ile hoş edin."(6)

Peygamberimiz kurbanı tavsiye ederlerken kendileri bizzat kurban keserek de örnek olmuşlardır. Müslim'in rivayetine göre Enes (r.a.) şöyle demiştir :
"Allah'ın Resûlü, beyaz renkli iki koç kurban ederdi." (7)

Kurbanın Hükmü

İslâm alim ve müçtehitleri kurbanın hükmü hakkında farklı içtihatlarda bulunmuşlardır.

İmam Azam Ebû Hanife'ye göre kurban vaciptir. Delili de:"Rabbin için namaz kıl ve kurban kes"(8) âyet-i kerimesinin delâletiyle peygamberimizin :
"Kimin hali vakti yerinde olur da kurban kesmezse namazgahımıza yaklaşmasın."(9) Hadisindeki vaid (korkutma) dır. Böyle bir korkutma ancak vacip olan bir ibadetin terki için yapılır. Yani İmam Azam demek istiyor ki, kurban vacip olmasaydı peygamberimiz onu terkedene böyle bir tehditte bulunmazdı.

Şâfiî, Mâliki ve Hanbelîler ile Hanefîlerden İmam Ebû Yusuf'a göre ise kurban vacip değil, sünnet-i müekkededir.(10)
Kurbanın sünnet olduğunu söyleyenlerin dayandıkları delillerin bir kısmı aşağıdaki hadis-i şeriflerdir:
Ümmü Seleme (r.a.)' den rivayete göre Peygamberimiz şöyle buyurmuştur:
"Bilinen on gün girdiği vakit elinde kurbanı olup kurban kesmek isteyen kimse (bedeninden) asla bir kıl almasın, tek bir tırnak kesmesin."(11)
Bu hadis-i şerifte Peygamberimiz kurbanı kişinin isteğine bırakmıştır. Bu ise onun vacip olmadığını gösterir.
Bir başka hadis-i şerif ise meâlen şöyledir:
"Üç şey vardır, bunlar bana farz, size nafiledir. Onlar da vitir, kurban ve kuşluk namazıdır."(12)

Kurbanın hükmü (yani vacip mi sünnet mi olduğu) hakkındaki bu farklı görüş ve içtihatlar sebebiyle; bir kimsenin zekât, hac, sadaka-i fıtır, ve kurban borcu olduğu halde vefat edip bu borçlarının ödenmesi için malının üçte birini vasiyet etse (ki ancak malının üçte birini vasiyet etmeye mezundur) malının üçte biri yeterse borçlarının tamamı ödenir. Malının üçte biri borçlarını ödemeye yetmediği takdirde önce zekât borcu ödenir. Çünkü borçların içerisinden önemli olanı zekâttır. Bu borcu ödendikten sonra malı artarsa haccı yaptırılır. Bundan sonra sadaka-i fıtır borcu ödenir. Daha sonra da malı kalırsa kurban borcu ödenir.

Kurban Kimlere Borçtur?

Kurban, mukim olan ve sadaka-i fıtır nisabına malik olan her kadın ve erkek müslümana vaciptir.
Bu tariften şu anlaşılıyor: Müslüman olmayan, seferde bulunan müslümana ve fakir olana kurban vacip değildir.

Hz. Ebû Bekir ile Hz. Ömer seferde bulunduklarında kurban kesmemişlerdir. Şayet seferde olan kimse kurban kesmek isterse, kurban kendisine vacip olduğu için değil, nafile olarak kesebilir, kesmediği takdirde sorumlu olmaz.

İmam Azam Ebû Hanife ile Ebû Yusuf'a göre kurbanın vacip olmasında akıl ve erginlik çağına gelmiş olma şart değildir. Yani zengin olan çocuğun ve delinin mallarından babaları veya vasileri kurban keserler. Bu kurbanlardan sadece kendileri yiyebilir, başkaları yiyemez.

İmam Muhammed ile İmam Züfer'e göre kurbanın vacip olması için akı1 ve erginlik çağına gelmiş olma şarttır. Bu itibarla zengin olan çocuklarla deli olanların mallarından kurban kesilmez. (13) Fetvâ da bu görüşe göredir, yani zengin de olsalar çocuklarla delilerin kurban kesmesi gerekmez. (14)

Zenginliğin Ölçüsü

Herhangi mali bir ibadetin borç olması için ön görülen zenginlik ölçüsü 'Nisap' kelimesi ile ifade edilmektedir.
Kurban nisabı, kişinin temel ihtiyaçları olan oturacak evi, evinin yeter derecede eşyası, binek için olan hayvanı, üç kat elbisesi, kendisinin ve bakmakla yükümlü olduğu kimselerin bir yıllık nafakalarından ve borcundan fazla 80, 18 gr. altın veya bunun kıymeti para ve eşyaya malik olan kimse kurban kesecek kadar zengin demektir. Bu kimseye yılda bir defa kurban günlerinde kurban kesmek vacip olur.
Bu ölçü aynı zamanda zekat için de geçerlidir. Ancak zekat nisabında malının artıcı olması ve üzerinden bir yıl geçmiş bulunması şarttır.
Kurban nisabında bunlar aranmaz. Kurban kesme günlerinde zengin olan kimseye kurban kesmek vacip olur.

Hangi Hayvanlar Kurban Edilir?

Kurban edilecek hayvanlar; koyun, keçi, deve, sığır ve mandadır.

Bu hayvanlardan devenin 5, sığır ile mandanın 2 ve koyun ile keçinin 1 yaşını doldurmuş olmaları gerekir. Ancak koyunlar altı ayı tamamladıkları halde bir yaşını doldurmuş gibi gösterişli olurlarsa bunlar da kurban edilebilir.

Bir koyun veya keçiyi ancak bir kişi kurban edebilir. Fakat sığır, manda ve deve yedi kişiye kadar ortaklaşa kurban edilebilir. Ortakların tek veya çift olmalarında bir sakınca yoktur.

Ortakların hepsi ibadet niyetiyle katılmak durumundadır. Meselâ ortaklardan biri vacip olan kurbanı, diğeri adak kurbanı, bir diğeri de nafile kurbanı niyet edebilir. Çünkü hepsinin niyeti ibadettir. Fakat ortaklardan biri her hangi bir ibadet değil de et kasdiyle katılmış olsa bu sahih olmaz, diğerleri de niyet etmiş oldukları kurbanı kesmiş, sayılmazlar.

Hangi Ayıplar Hayvanın Kurban Olmasına Mani Olur?

Bilindiği üzere kurban bir ibadettir. Bunun için kurbanlık hayvanların kusursuz olmaları esastır. Her kusur olmasa da bazı kusurlar kurbana manidir. Bu kusurlar kısaca şunlardır:
-İki veya bir gözü kör olan,
-Aşırı derecede zayıf olan,
-Kesim yerine yürüyerek gidemeyecek derecede aksak olan,
-Kulağının, kuyruğunun veya tenasül organının üçte birinden fazlası gitmiş olan,
-Dişlerinin yarıdan fazlası düşmüş olan,
-Doğuştan kulağı ve tenasül organı olmayan,
-Koyun ve keçide bir, sığırda iki memesi kurumuş olan,
-Burnu kesilmiş olan,
-Dilinin çoğu kesilmiş olan,
-Ölüm derecesinde hasta olan.
Böyle kusuru olan hayvanları kurban etmek câiz değildir. Bunun için kurbanlık satın alınırken kusurlu olup olmadığına dikkat etmek gerekir.
Kurban, bayram namazı kılınan yerlerde namazdan sonra olmak üzere bayramın ilk üç günüdür. (Şafiîlerde dördüncü günü de olabilir.)
Arefe günü veya bayramın ilk üç gününden sonra kurban kesmek, kurban olmaz. Peygamberimiz buyuruyor :
"Bu günümüzde yapacağımız ilk şey bayram namazı kılmaktır. Sonra evlerinize dönüp kurban kesmek olacaktır. Her kim böyle yaparsa sünnetimize uygun iş yapmış olur. Kim önce kurban keserse o da ancak ailesine bir et sunmuş olur, bu kestiği kurban olmaz.''(15)

Kurbanın Bedelini Yoksullara Vermekle Kurban Kesilmiş Olur mu?

Bazı kimseler hemen her yı1 kurban bayramında bu soruyu sorarlar: Hayvanı kesmeden canlı olarak veya bedelini yoksullara vermekle kurban kesilmiş olur mu? Kurbanın rüknü, kurban edilmesi câiz olan hayvanlardan birini kesmek olduğundan, hayvanı kesmeden canlı olarak veya bedelini yoksula vermekle kurban ibadeti yerine getirilmiş olmaz, bu ancak sadaka olur.
Yalnız kurban kendisine vacip olan kimse satın aldığı kurbanı her hangi bir sebeble kurban günlerinde kesmez veya hiç kurban satın almaz ise kurban günleri geçtikten sonra, bu kimse kurbanlık hayvanının kıymetini fakirlere sadaka olarak verir. Satın alıp kesmediği kurbanını ise canlı olarak fakire verir. Kurban günleri geçtikten sonra daha önce satın alınmış kurbanlık artık kesilmez.

Kurbanı kesebiliyorsa kendisi keser. Çünkü bu bir ibadettir. Onu, kişinin kendisinin yapması, başkasına vekâlet vermesinden daha faziletli ve sevaptır. Peygamberimiz vedâ haccında yüz deve kurban etmiş, bunların altmış üç tanesini bizzat kendileri kesmiş, kalanlarını da Hz. Ali'ye vekâlet vererek kestirmiştir.(16) Şayet kendisi kesemiyorsa o takdirde ehil olan birisine vekâlet vermek suretiyle kestirir ve kendisi de orada hazır bulunur. Peygamberimiz kızı Hz. Fâtıma'ya :
"Kurbanın kesilirken orada hazır bulun. Zira işlemiş olduğun her günah, kurbanın kanından ilk damlası yere düştüğünde, bağışlanır" (17) buyurmuştur.

Az önce de söylediğimiz gibi, kesebiliyorsa kendisi, kesemiyorsa ehil olan birisine kestirmelidir. Hayvan kesmede ehil olmayan yani bunu beceremeyen kimseler, hayvana eziyet ederler ki, bu haramdır, günahtır. Bir ibadet yapılırken günah işlenmez.
Hemen her yıl kurban bayramı günlerinde televizyon ekranlarına yansıyan görüntüler, seyredenlere büyük rahatsızlık vermektedir. Bu görüntülerin ortadan kalkması, kurbanların ehil olan kimseler tarafından kesilmesine bağlıdır. Ehil kimse bulamayanlar kurbanlarını mezbahalarda kestirmelidirler.

Yurtdışında bulunanlardan kurbanlarını memleketlerinde kestirmek isteyenler, bir tanıdıklarına vekâlet vermek suretiyle kurbanlarını kestirebilirler. Böyle yaptıkları takdirde hem kurbanları kesilmiş, hem de daha iyi değerlendirilmiş olur.

Kurban Nasıl Kesilir?

Hayvan incitilmeden kesilecek yere götürülür. Devenin dışındakiler kıbleye karşı sol tarafları üzerine yavaşça yatırılır. Kolaylık olması için üç ayağı da bağlanır. Sonra kesecek olan:
"Allahü ekber, Allahü ekber, lâ İlâhe illallahü vellahü ekber, Allahü ekber ve Lillahilhamd. Bismillâhi Allahü ekber'' der, ara vermeden büyük ve keskin bir bıçakla keser.
Sadece "Bismillâhi Allahü ekber'' diye kesse de olur.
Usulüne göre bir kesim yapmış olmak için, hayvanın yemek ve nefes boruları ile iki şah damarının kesilmesi gerekir.
Kurban kesildikten sonra sahibi, Allah rızası için iki rekat namaz kılar, sonra da dua ederek Cenâb-ı Hak'tan dileklerde bulunur.

Kurban Etinin Taksimi

Deve ve sığır gibi hayvanlar ortaklaşa kurban edildiğinde etleri ortaklar arasında tahmini olarak değil, tartılarak taksim edilir. Ancak bir ailenin fertleri için kurban edilen hayvanın etini taksim etmek gerekmez. Bunun gibi ortaklaşa kurban kesenler kurban etini tamamen yoksullara veya bir hayır kurumuna verecek olurlarsa yine kurban etini taksim etmeleri gerekmez.
Kurban etinin hepsini yoksullara sadaka olarak dağıtmak veya kendisi ve çoluk çocuğu için alıkoymak caiz ise de, en uygun olanı, kurban etini üçe taksim edip, birini kurban kesmeyen yoksullara sadaka olarak dağıtmak, bir bölümünü de akraba, tanıdık ve komşulara ikram etmek, birini de kendi çoluk çocuğu ile yemektir.

Kurban etinden müslüman olmayan komşulara da vermek caizdir.

Şayet kurban kesen kimsenin çoluk çocuğu kalabalık ve hali vakti de çok iyi değilse bu takdirde kurban etini sadaka ve hediye olarak dağıtmayıp, tamamını çoluk çocuğu için alıkoyması daha uygun olur. Çünkü kan akıtmakla kurban vecibesi yerine getirilmiştir.

Bayram

Peygamberimizin Mekke'den Medine'ye hicretlerinin ikinci yılında meşru kılınmıştır.

Peygamberimiz Medine'ye hicret buyurduklarında Medinelilerin eğlendikleri iki günleri vardı. Peygamberimiz: "Bu günler ne oluyor?" diye sorduğunda, onlar "Biz cahiliyette bu günlerde oynayıp eğlenirdik.'' dediler. Bunun üzerine peygamberimiz : "Bunların yerine Allah Teâla size daha hayırlı iki gün verdi: Ramazan bayramı, kurban bayramı" (18) buyurdu. Ramazan bayramı namazı gibi kurban bayramı namazı da vaciptir ve Cuma namazının şartlarına tabidir. Yani Cuma namazını kılmakla yükümlü olanlar, bayram namazını kılmakla da yükümlüdürler. Ancak Cuma namazı farz, bayram namazı ise vaciptir.

Bayram namazı

Güneş doğduktan ve kerahet vakti çıktıktan sonra, öğleye kadar kılınır. Herhangi bir sebeple ilk günü kılınamazsa ertesi günü kılınır. Bayram namazı Cuma namazı gibi ancak cemaatle kılınır. İki rekattır. Şöyle niyet edilir:
"Niyet ettim Allah rızası için kurban bayram namazını kılmaya, uydum imama.'' Bundan sonra tekbir alınır. Birinci rekatta "Süphaneke" okunur. Sonra imam açıktan, cemaat tarafından da gizlice üç defa "Allahü ekber" diye tekbir alınır. İlk iki tekbirde eller yukarı kaldırılır, sonra yanlara salıverilir. Üçüncü tekbirin peşinden eller yanlara salıverilmeyip bağlanır. İmam Fatiha ve sure okur; cemaat dinler. Sonra diğer namazlarda olduğu gibi rukû ve secde yapılır. İkinci rekata kalkıldığında imam önce Fatiha ve sûre okur. Sonra birinci rekatta olduğu gibi üç defa tekbir alınır. Her üç tekbirde de eller yukarı kaldırılıp yanlara salıverilir. Dördüncü tekbir ile rukûa gidilir ve secdeler yapılarak oturulur, tehiyyât ve salli barik okunur, sonra selâm verilir.

Bayram Gecesi ve Günlerinde Yapılması Müstehap Olan Şeyler

a) Bayram gecelerini dua ve ibadetle ihya etmek, kaza namazı kılmak, Kur'an okumak ve Allah Teâlâ'dan af ve mağfiret dilemek. Çünkü duaların makbul olduğu gecelerden birisi de bayram geceleridir. Nitekim Peygamberimiz şöyle buyurmuştur:
"Ramazan ve kurban bayramı gecelerini, sevabını umarak ibadetle geçiren kimsenin kalbi, kalplerin öldüğü gün ölmez."(l9)
b) Bayram sabahı erken kalkarak yıkanıp temizlendikten sonra namaza gitmek.
c) Güzel koku sürünmek.
d) Temiz ve yeni elbise giyinmek.
e) Gücü yetiyorsa namaza yürüyerek gitmek.
f) Güler yüzlü ve sevinçli görünmek.
g) Yoksullara çokça sadaka vermek.
h) Bayram namazına giderken yolda tekbir getirmek.
i) Kurban kesecekse kurban etinden yiyinceye kadar oruç tutuyormuş gibi bir şey yiyip içmemek.
j) Kurban etinden iftar etmek. Çünkü peygamberimiz böyle yaparlardı.
k) Çoluk çocuğuna bolluk göstermek.
Bütün bunlar bayramda yapılması müstehap olan işlerdir.

Bayram günleri sevinç günleridir. Bu günlerde sevinçli ve güler yüzlü görünmek tavsiye edilmiştir.


Bu itibarla bayramın toplum hayatımızda üstün yeri ve değeri vardır. Bayram günleri toplum şuuru bütünleşir. Toplum fertleri birbirleriyle sevinip kaynaşır. Hayatın bitmek tükenmek bilmeyen sıkıntıları içinde bunalan, bitkin ve yorgun hale gelen insanları bayramlar dinçleştirir ve çalışma azimlerini artırır.


Bu günlerde akraba ve komşularımızla olan ilişkilerimiz kuvvetlenir, birlik ve kardeşliğimiz güçlenir. Bayram sabahı camilerimizi dolduran kalabalıkların hep birlikte ve içtenlikle yüce Allah'a yönelmeleri, O'ndan af ve bağış dilemeleri ayrı bir önem taşır. Çünkü böyle bir amaçla bir araya gelen, aynı iman ve heyecanı taşıyan toplulukları yüce Allah'ın rahmeti kuşatır ve onları affeder.


Bu günlerde annemizin-babamızın ellerini öpüp hayır dualarını almalıyız. Dinimizde Allah'a ibadetten sonra anne ve babaya saygı ve iyilik emredilmiş, onlara karşı "öf" demek dahi yasaklanmıştır. Akraba ve komşularla tebrikleşerek, karşılıklı sevgi ve saygı duyguları aktarılmalı, karşılaştığımız herkesle selâmlaşarak tebrikleşmeliyiz. Tanıdıklarımızı ziyaret ederek hatırlarını sormalı ve gönüllerini almalıyız. Hastahanelerde ve evlerde yatan hastaları görmeli, şifa dileklerimizi sunmalıyız. Yetimlerle ve kimsesiz çocuklarla ilgilenip onları okşamalı ve onlara anne ve baba gibi davranmalıyız. Çevremizdeki yoksullara ve bakıma muhtaç çocuklara yardım ellerimizi uzatmalı, onların da bayram sevinci yaşamalarını sağlamalıyız.


Bizden hayır dua bekleyen ölülerimizin mezarlarına giderek onlara dua etmeli, ruhları için hayır ve hasenatta bulunmalıyız. Tanıdıklarımızdan dargın olanları barıştırmaya çalışmalı ve aralarını bulmalıyız. Her zaman olduğu gibi bayram günlerinde de İslâm'ın emrettiği şekilde çevremizdeki insanlara iyi davranmalı, incitici ve zarar verici davranışlardan sakınmalıyız. Bütün bunlar, toplumu oluşturan fertleri birbirleriyle kaynaştırarak milli birliğin sağlanmasında ve toplumu rahatsız eden ayrılık ve düşmanlıkların yok olmasında etkili olur. Bu duygularla hepinizin kurban bayramını tebrik ediyor, daha nice bayramlara sağlıkla, huzurla erişmemizi Cenâb-ı Hak'tan diliyorum. Mübarek bayramın ülkemize, İslâm alemine ve bütün insanlığa iyilik ve hayırlar getirmesini diliyorum. Cenâb-ı Hak yaptığımız ibadetleri ve keseceğimiz kurbanları rızasına muvafık eylesin ve bizi kendisine ibadetten ayırmasın. Amin

İsim:soner
Zaman:20.11.2009, 12:31 (UTC)
Mesaj:hayılı cumalar tüm müslüman kardeşler ve kavak köyü

İsim:Ismail Yücel ( Ahmetoglu )
Zaman:20.11.2009, 12:14 (UTC)
Mesaj:Selamün Aleyküm bütün Kavakli hemsehrilerim ve müslüman alemi hepinizin Cumasi hayirli olsun. saygi ve sevgilerimle.

İsim:mustafa
Zaman:18.11.2009, 20:58 (UTC)
Mesaj:tum kavakkoyune selamlar

İsim:serkan
E-mail:hatam006hotmail.de
Zaman:18.11.2009, 17:38 (UTC)
Mesaj:slm mrb ben serkan haymana evliyafakidan serkan yucel hetkese iyi bayramlar sev dolu kucakla turkiyeyi cok ozledim

İsim:D.YILDIRIM SANLI
Zaman:18.11.2009, 16:42 (UTC)
Mesaj:Slm tüm kavaklilar ve herkese hayirli aksamlar dilerim. Ayrica Bülent kardesime bu güzel ve anlamli sözler icin tesekkür ediyorum. saygilarimla.

İsim:bekir aysu
Zaman:15.11.2009, 18:35 (UTC)
Mesaj:slm kavakköylü hemşerilerim nasılsınız kendinize iyi bakın hepiniz ALLAHA emanet olun

İsim:BÜLENT YAŞAR
Zaman:15.11.2009, 18:08 (UTC)
Mesaj:herkese selam AEO
Yorum:Anlamlı Sözler
-Her düşündüğünü söyleme, ama her söyleyeceğin şeyi düşün, olmayacak düşüncelerini de yapmaya kalkma. Candan ol, ama sırnaşık olma. Deneyip dost edindiklerini bağrına bas, ilk tanıştığın her kişi ile el sıkışıp dost olma. Kavgaya girmekten sakın, ama girdikten sonra da sıkı dayan ki, karşındakinin gözü korksun. Her konuşanı dinle, ama az konuş. Herkesin fikrini öğren, fakat kendi fikrin sana kalsın. Ne kimseden borç al, ne kimseye borç ver. Çünkü borç veren çok kere parasından olur, borç alan da tutum alışkanlığını kaybeder.
Shakespeare

-İyi düşün, pişman olacağın şeyi yapma; ama yaptığın işten de asla pişman olma. Anonim

-İnsan ne için yaşıyorsa, onun büyüklüğü ve değeri kadar yükselir. Anonim

-Sabırlı insan, herhangi bir musibet (bela) geldiğinde ilk andan itibaren feveran etmeyen kimseye denir. İlk anda isyan eden, ama daha sonra aklı selim ile olayı kabullenen kimse ise sabırlı değil, mütehammil insandır. Abdulaziz Bekkine Hz.

-Basit kadınlar güzel olmayı, zeki olmaya tercih ederler. Çünkü basit erkeklerde zekayı anlayacak kafadan ziyade, güzelliği görecek göz vardır. İngiliz Atasözü

-Evlenmeden önce gözlerinizi dört açın. Evlendikten sonra yarı yarıya kapatabilirsiniz.
Benjamin Franklin

-Ceketinin düğmelerinden biri eksik olan erkek için yapacak iki şey vardır: Evlenmek veya boşanmak. Kirk Douglas

-Eğer haksızlık önünde eğilirsen, hakkınla beraber şerefini de kaybedersin. Hz. Ali

-Eğer insanlar yalnızca anladıkları konular hakkında konuşacak olsalardı, çevredeki sessizlik dayanılmaz bir hal alırdı. M. Lerner

-Sadece hiç bir iş yapmayan insanlar hata işlemez. Teodore Roosewelt

-Kendinizi idare ederken kafanızı, başkalarını idare ederken kalbinizi kullanın. İngiliz Atasözü

-Kıymetli olan şey, lazım olduğu zaman insanın eline geçendir. Çin atasözü

-Başa gelen felaketten başkalarını sorumlu tutmak, cahillik işaretidir. Epiktetos

-İmkansızlık, sadece aptalların sözlüğünde bulunan bir kelimedir. Napolyon

-Söylenmesi gereken şeyi, söylenmesi gereken kişiye ve sadece gerektiği zaman söylemelidir.
Andre Maurois

-Bir kişi ne kadar cesur olursa olsun, iki kişi daha cesurdur. Anonim

-Sizden daha az mesut olan birine asla saadetinizden bahsetmeyin. Pisagor

-Zenginliğe açılan kapı küçüktür. Oraya girebilmek için eğilmek gerekir. Anonim

-İnsan huzuru kendi içinde bulamazsa, boşuna etrafta aramasın. Çin Atasözü

-Kabiliyetli bir insanın arkasında, daima kabiliyetli başka insanlar vardır. Çin Atasözü

-Zamanında davranmasını bilmedikten sonra, koşmanın hiçbir faydası yoktur. La Fontaine

-Bitkinin güzelliği, tohumun iyiliğinden gelir. Sadi

-Bir yere girmeden önce, oradan nasıl çıkacağınızı düşünün. Sadi

-Yüzüne karşı övülmek, ancak ahmakların hoşuna gider. Sadi

-Cesur insan, imanı çok olan insandır. Çiçero

-Sabır göstermek, zafere ulaşmanın ilk şartıdır. Campbell

-Ey dostlarım! Unutmayın ki dünyada dost yoktur. Aristo

-Ya sus, ya da sükuttan daha kıymetli bir şey söyle. Pethagorus

-Adalet, bir Kutup Yıldızı gibi yerinde durur, geri kalan her şey onun etrafında döner. Konfiçyüs

-Tehlike ile karşılaşmayan, cesaret nedir bilemez. La Rochfoucauld

-Her rüzgarda otlar gibi eğilip bükülürsen, dağlar kadar olsan bile, bir ota değmezsin. Mevlana

-Servi ve çamların yaprak düşürmediği, ancak kış gelince belli olur. Heng Tesen

-İnsan ne için yaşıyorsa, ancak onun büyüklüğü ve önemi kadar yükselir. L. Tieck

-Daima gerçeklerin savunucusu ol. Takdir eden olmasa bile, vicdanına hesap vermekten kurtulursun. Wells

-Ben daima erkekte istikbal, kadında mazi ararım. Oscar Wilde

-Bazı problemler çözülmez, oldukları gibi kabul edilir. Charles de Gaulle

-Rüyanızın gerçekleşmesini istiyorsanız, öncelikle uykudan uyanmanız gerekir. Andre Siegtried

-Bir insanın zekası verdiği cevaplardan değil, sorduğu sorulardan anlaşılır. De Levis

-Dünyaya fazla önem verme ki, hür yaşayabilesin. Hz. Osman

-Gençler bilseydi, ihtiyarlar yapabilseydi, bu dünyada yapılmayan iş kalmazdı. Anonim

-İnsanlar iyiliği kumun üzerine, kötülüğü ise taşın üzerine yazarlar. Çin Atasözü

-Dost, paradan zor kazanılır, ama paradan kolay sarf edilir. Anonim

-Bol ışık olan yerde daima kuvvetli gölge bulunur. Goethe

-Yüzüne karşı övülmek ancak ahmakların hoşuna gider. Sadi

-Hayat, silgi kullanmadan resim çizme sanatıdır. John Christian

-Akıllı insan, bütün yumurtaları aynı sepete koymaz. Cervantes

-Aslan bile kendini sineklerden korumak zorundadır. Alman Atasözü

-Tek deliği olan fare çabuk tutulur. Herbert

-Kötülük etme fırsatı insanın karşısına günde yüz kere, iyilik etme fırsatı ise yılda bir kere çıkar. Voltaire

-Göğün her yerde mavi olduğunu anlamak için dünyayı dolaşmak gerekmez. Goethe

-Kimseden korkmayan kişi, herkesi korkutan kişi kadar kuvvetlidir. Schiller

-Kör, körün arkasından giderse, soluğu hendekte alırlar. İncil

-Biri sana kötülük ederse unut, ama sen birine kötülük edersen asla unutma. Halil Cibran

-Eldeki tek kuş, çalılıktaki iki kuştan iyidir. Cervantes

-Moda öyle çirkin bir şeydir ki, altı ayda bir değiştirmek zorunda kalırız. Oscar Wilde

-Şanslı insanın horozları bile yumurtlamaya başlar. Rus atasözü

-Yapmamız gereken işleri yarım bıraktık; hiç yapmamamız gereken işleri ise çoktan bitirdik. İncil

-Bir aslanın idare ettiği ceylan ordusu, bir ceylanın idare ettiği aslan ordusundan çok daha iyidir.
Latin atasözü

-Kaptanı usta olmayan gemiye, her rüzgar kötüdür. Herbert

-Koca selleri meydana getirenler, küçük dereciklerdir. Shakespeare

-Bir işe başlamadan önce iyice düşün, ama bir kere başlayınca da hemen bitirmeye bak. Sallust

-Yemine bakıp insana inanılmaz, insana bakıp yemine inanılır. Aeskhylos

-Alçakta olan, düşmekten korkmaz. Bunyan

-Yalancının kuvvetli bir hafızası olması gerekir. Portekiz Atasözü

-Doğarken sen ağlıyordun, başkaları gülüyordu. Öyle bir hayat yaşa ki, öldüğünde sen gülesin, başkaları ağlasın. Hz. Ali

-Yalnızca seni sevenleri sevmek, sevgi değil, değiş tokuştur. Cenap Şehabettin


İsim:cengiz özkavak
E-mail:cengiz-38hotmail.de
Zaman:15.11.2009, 17:37 (UTC)
Mesaj:slm herkese

İsim:ali hakbilen
E-mail:bahtiyaralihotmail.de
Zaman:15.11.2009, 11:41 (UTC)
Mesaj:slm kavak halkima huzurlu neseli bir haftasonu dilerim

İsim:serkan dogan
Zaman:14.11.2009, 19:43 (UTC)
Mesaj:Öncelikle Bülent abime ve tüm hemsehrilerime selamlar. :)

İsim:Caner ( CENGO ) Kurt
Zaman:14.11.2009, 13:07 (UTC)
Mesaj:slm kavak koyum nasilsiniz

İsim:ahmetcan yücel
E-mail:ahmetcan_yuccelwindowslive.com
Zaman:13.11.2009, 09:43 (UTC)
Mesaj:bütün müslüman aleminin cumasinin hayirlara vesile olmasini dilerim cumaniz müberek olsun.

İsim:bülent akyüz
E-mail:cankus_hoca06hotmail.com
Zaman:13.11.2009, 08:47 (UTC)
Mesaj:sa.sevgili hemşerilerim cumanız mübarek olsun ALLAHIN bereketi üzerinizde olsun

İsim:EDİTÖR
Zaman:08.11.2009, 16:37 (UTC)
Mesaj:isimsiz mesajlar yayınlanmamaktadır.

İsim:ismet
Zaman:07.11.2009, 19:14 (UTC)
Mesaj:tüm hemşerilerime selamlar. AEO

İsim:oktay er
Zaman:07.11.2009, 12:47 (UTC)
Mesaj:herkese selam er ailesine ve ekici ailsine sevgilerle sizleri ozledim.sizleri cok sviyorum.

İsim:idris
E-mail:www.idrisyildirim1969hotmail.com
Zaman:06.11.2009, 21:22 (UTC)
Mesaj:selam akrabalarim dayilarim arkadaslarim,selamlar saygilar :o

İsim:Yakuanpcan
Zaman:06.11.2009, 13:45 (UTC)
Mesaj:Ben yakupcan
BÜtÜn Aileme
Selam :)

İsim:ismo
Zaman:06.11.2009, 09:17 (UTC)
Mesaj:Allahın bahş ettiği nefesi boşuna tüketmiyelim sevgili müslüman din kardeşlerim bugün günlerden cuma cumaya mütakip mülüman ve insanlığın refahı ve huzuru için af diliyelim yüce allahtan her kesi saygıyla selamlıyorum allahın rahmeti merhameti ve bereketi üzerimiz olsun cumamız mübarek olsun inşallah

İsim:D.YILDIRIM SANLI
Zaman:06.11.2009, 08:39 (UTC)
Mesaj:Allah'in selami herkesin üzerine olsun ve Cumaniz mübarek olsun. Saygilarimla...

İsim:RIDVAN DOĞAN
Zaman:06.11.2009, 08:19 (UTC)
Mesaj: HAYırLI CUMALAR.. tüm herkese slm...

İsim:BÜLENT YAŞAR
Zaman:06.11.2009, 06:25 (UTC)
Mesaj:Allahu Tealanın rahmeti, merhameti, bereketi ve affı cümlemizin üzerine olsun. cumanız mübarekk olsun.

İsim:bekir aysu
Zaman:05.11.2009, 20:49 (UTC)
Mesaj:herkese selamlar KİB

İsim:Nihat Kurt
Zaman:05.11.2009, 11:42 (UTC)
Mesaj:EY DOST
Yapraklar soldu kış gelecek diye diye sakın üzülme
Her kışın bir baharı olduğu
Kışlar bahara gebedir dost

Yer alındaki tohumun kabugunu delip yeryüzüne çıkışı
Filizlenip lezzetli meyvelere verişi düşündün mü dost

Anne karnına su olarak düştüğünü
orada dokuz ayda şekillendiğini
şiddetli sancılar sonucunda
dünya semalarına çıktığını düşündün mü dost

Hayatta zor işlerini ile karşılaştığıda
Sakın korkma
Allah kimseye taşıyamayacağı zorluğu vermediğini
Biliyor mudun dost

Dünya nın imtihanı deyip geçme
İmtihan ya bu ya geçer yada kalırsın deme
Bunu sonucuda ceza ve mükafat var
Mükafatlı olanı olmak istemez misin dost

Sel geldi herşeyi önüne kattı diye üzülme
Ben de herşeyde birşeyim deme
Sel karşı yüzebilecek azimde miyim
Diye düşündün mü dost


Gecede yıldızlar baharda çiçekleri
Kışta karı sonbaharda rüzgarı
Gurbette yurdu
Hissedebildin mi dost






İsim:D.YILDIRIM SANLI
Zaman:04.11.2009, 10:14 (UTC)
Mesaj:Herkese yürek dolusu selamlar ve hayirli günler dilerim. Saygilarimla. :) :) :)

İsim:Ömer CetiN
E-mail:OmerCaNCetiNhotmail.de
Zaman:03.11.2009, 19:55 (UTC)
Mesaj:beni sevenlere yüklerle slm

İsim:cengiz özkavak
E-mail:cengiz-38hotmail.de
Zaman:03.11.2009, 12:53 (UTC)
Mesaj:herkese selam lar.

İsim:resul
Zaman:02.11.2009, 19:29 (UTC)
Mesaj:slm kavak koyu hemserilerim hepinize slmlar wormsten resul hakbilen artik almanxadayim

İsim:EMİR YAŞAR
Zaman:02.11.2009, 18:00 (UTC)
Mesaj:herkese selam.

 
 
  SİTEMİZİ TOPLAM 257494 ziyaretçi ZİYARET ETTİ Copyright: Kavak Web Tasarım  
 
Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol